Bir çok Şamanik toplumda, kalp acısı, ruh sağlığı bozukluğu, depresyon gibi şikayetlerle Şifa’cıya gittiğinde, sana şu 4 sorudan birini sorar :
“ Ne zaman dans etmeyi bıraktın? "
“ Ne zaman şarkı söylemekten vazgeçtin? "
“ Hikayelerden, romanlardan büyülenmeyeli ne kadar zaman oldu? "
“ En son ne zaman sessizliğin latif güzelliğinde teselli buldun? "
Bugün ben de bu soruları kendi kendime sordum. Ama, soruların soruluş şekillerini biraz değiştirerek ;
“ Ne zaman dans etmeye başladın? "
“ Ne zaman şarkı söylemeye karar verdin? "
“ Hikayelerden, romanlardan büyüleneli ne kadar zaman oldu? "
“ En son ne zaman sessizliğin latif güzelliğinin tadını çıkardın? "
Ve cevaplamak için içimde acayip bir heyecan ve çoşku hissettim.
“ Ne zaman dans etmeye başladın? "
Hayatımda ilk defa Nisan 2019’da dans etmeye başladım. Kendimi ve içimden geçen tüm duyguları dans ile ifade etmenin yolunu aradığımı farkettim. Bedenimi harekete geçirmeye, duygularımı bedenimle, kalbimle, zihnimle ve ruhumla bütünleştirerek kendi gerçekliğimi ortaya koymaya ihtiyacım vardı.
Yaşamın içinde aslında her zaman olmak istediğimiz yerdeyiz ve sadece tahammül ettiğimiz kadarını yaşıyoruz. Dans etme yetisi de aslında olmak istediğim yeri bana gösterdi, o yeri benim alanım haline getirerek alan açtı. Bu yetinin adını da çok sevdim “Yaratıcı Dans ve Hareket". Bedenimin dilini okuduğumu ve okuduğum dili de ruhuma taşıdığımı farkettim. Kendimi yüzeysellikten, derinlere giden bir yolculukta buldum.
“ Ne zaman şarkı söylemeye karar verdin? "
Mart 2019 Yetişkin Yaratıcı Drama atölyesinde sevgili eğitmenim ve canım arkadaşım Zeynep’in ;
“ Doğru ses çıkarabilmeyi öğrenen her insan şarkı söyleyebilir."
cümlesini duyduğum an. Çünkü kendimden hiç beklemediğim şekilde ses çıkarabildiğimi farkettim, hem de doğru bir şekilde.
Çocukluğumda tiyatrocu olmayı çok isterdim. Kendimi sahnede hayal ettiğim anları halen hatırlarım. İşte bu anları 45 yaşında, bir sanat atölyesi sayesinde gerçeğe dönüştürdüm.
Ve şu an, Yaratıcı Dans ve Hareket Atölyesi’nde olduğum zamanları gözümün önüne getiriyor ve bedenimin kendiliğinden müziğin ritmine uyar halde yaratıcılığını nasıl bu kadar güzel bir şekilde sergilediğini hayretle izliyorum ve diyorum ki ;
“ Bir ritim tuttur. Hayatta her şey bir ritim. Sorgusuz, sualsiz ritmine teslim ol. Gözün açıkken bir rüyadaymış gibi ak..."
“ Hikayelerden, romanlardan büyüleneli ne kadar zaman oldu? "
Kendimi bildim bileli.
Okumayı bilmediğim zamanlarda dahi kitapların resimlerine bakar, hayallerimde o yerleri canlandırır, gözlerimi kapar ve gizemli yolculuklara çıkardım. Demek ki büyülü anlarla tanışıklım yaklaşık 43 yıl olmuş.
“ En son ne zaman sessizliğin latif güzelliğinin tadını çıkardın? "
Kendimi doğanın içinde bulduğum, toprağa bastığım, gökyüzüne baktığım, suya dokunduğum, nefes aldığım ve kendi kendimle kaldığım her an. Yani tam da şu an.
Sorulara verdiğim cevaplarıma baktığımda, sağlıklı bir birey olabilmemin arkasındaki şifacı gücün, SANAT olduğunu görüyorum.
“ Her çocuk bir sanatçıdır, sorun büyüdüğümüzde nasıl sanatçı kalabileceğimizdir." (Pablo Picasso)
Yaşamanın bir sanat olduğunu farkettiren ve yaşamımızın her alanında sanatçı kalabileceğimizi deneyimlettiren Sevgili Umut Gelişim Akademi’sine selam olsun...
Potansiyelle doğdun.
İyilik ve güvenle doğdun.
İdeal ve hayallerle doğdun.
Azametle doğdun.
Kanatlarla doğdun.
Sen sürünmek için yaratılmadın öyleyse yapma.
Kanatların var.
Onları kullanmayı öğren ve kanatlan.
İnsanın kanatları gayretidir.
Kanatlarınıza, ışığınıza, kalbinize sahip ve emanet olun.
MEVLANA