Ata'mızın Kitabını Okudum.

Ata'mızın Kitabını Okudum.

Kütüphanem benim hazinemdir ve her yanına geldiğimde aldığım kitap kokusu, içime müthiş bir huzur verir ve beni kitapların dünyasının içine taşır. Bu sabah gözlerimi açtığımda bir kitap kapağı belirdi gözümün önünde. Kütüphanemin önüne gittim, elimi uzattım ve o kitap hemen elime yapıştı. Kitabın ismini gördüğüm an kalbim yerinden çıkacaktı sanki.

 

Zafer haftasını kutladığımız ve benim de üzerine yazı yazmayı düşündüğüm günün sabahında kitabın elime yapışması tesadüf olmasa gerek...

 

Kitabın orijinal ismi : Zabit ve Kumandan ile Hasbihal

 

Günümüz Türkçesi ile yeni ismi : Subay ve Komutan ile Söyleşi

 

Yazarı : MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

 

Yayımlanma Tarihi (1.Baskı) : 1918

 

1914... Osmanlı Devleti, Balkan ve Trablusgarp savaşlarından yeni çıkmıştır. Osmanlı ordusunun iki genç subayı, bu savaşlarda yaşanan başarısızlıklar üzerine kafa yormaktadır. İlkin Nuri Conker, “ Zabit ve Kumandan (Subay ve Komutan) " kitabında, sorunları ve çözüm önerilerini gündeme getirir. Dostu ve meslektaşı Mustafa Kemal, bu kitabı okur okumaz, “ Zabit ve Kumandan ile Hasbihal’i (Subay ve Komutan ile Söyleşi) " kaleme alır.

 

Birbirini bütünleyen ve pekiştiren bu iki kitabın başlıca temalarından biri iyi yöneticiliktir. Her ikisi de, ordunun yaşadığı başarısızlığın asıl çözüm adresi olarak, komuta kademelerini gösterir. Askerler için hem bilimsel birikimin hem de pek çok bireysel niteliğin önemini ve gereğini savunur. Ancak çok geçmeden Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’na girince, Mustafa Kemal de kitabını bastırmayı ertelemek zorunda kalır.

 

Buna karşılık iki dost, Çanakkale’de,  Anafartalar ve Conk Bayırı’nda, kitaplarında yazdıklarının sözde kalmadığını kanıtlar. Birlikleri zorlu muharebelerden büyük başarılarla çıkar.

 

Mustafa Kemal kitabını ancak, mütarekeden döndüğü İstanbul’da, 1918 sonunda yayımlar. Kitabın basımından altı ay kadar sonra da Anadolu’ya geçerek İstanbul ile ilişiğini keser. Adı mütareke ve işgalle birlikte anılan Damat Ferit Hükümeti de kitabı toplattırarak imha eder.

 

Zabit ve Kumandan ile Hasbihal ilk baskısından sonra 1956’da, Hasan Ali Yücel tarafından İş Bankası Kültür Yayınları’nın İLK KİTABI olarak yayımlanmıştır.

 

Dünya üzerine gelmiş geçmiş en büyük liderlerden biri olarak gösterilen Sevgili Ata’mızın ve dünya tarihinde eşi benzeri olmayan Kurtuluş Savaşı zaferinin ardına baktığımda gördüğüm ve kitapta gözlerimden yaşlar akarak okuduğum mucizevi gücün, “TAARRUZ RUHU" olduğunu düşünüyorum.

 

Mustafa Kemal Atatürk diyor ki :

 

“ Ordunun görevi, vatanı çiğnemek isteyen düşmana karşı ayağa kalkmaktır.

 

Bu kalkış, elbette yerinde durmak için değil, düşmana atılmak için olursa kalkılmış olduğuna değer.

 

Başarı için en emin aracın taarruz olduğunu anlamakta ısrar olunmaz; ancak taarruz ordusu kuracak milletin, Japonların Kyugeki Zayşin dedikleri taarruz ruhuna sahip olması gerekir.

 

Bu taarruz ruhu, 1904 yılında,

 

Bin keder, bin üzüntü; fakat her şeye rağmen ileri !

 

Başka hiçbir şey düşünmek lazım değil

 

Cesedini savaş meydanında gözler önüne sermek

 

İşte bu, Cenabıhakk’ın emeli !

 

şarkısını söyleyerek Kazumaro gemisiyle savaşa giden Albay Kujima’larda ;

 

Bu taarruz ruhu, Sasebo limanından savaşa çıkarken ailesine, “ Bu andan itibaren benden haber beklemeyin ! Görevimden  başka bir şeyle ilgilenmeyeceğimden sizden de haber istemem ! " diye yazan Amiral Togo’larda ;

 

Bu taarruz ruhu, Nanşan Muharebesi’nde oğlunun göğsünden vurulduğu haberi üzerine, ailesine               “ Oğlumun külleri Tokyo’ya getirildiği zaman hemen gömülmesin ! Yakında ben ve küçük oğlum da hayatı terkedeceğimizden, o zaman üçümüzü birden gömersiniz ! " emrini veren General Nogi’lerde ;

 

Ve bunları izleyenlerin hepsinde bütün aydınlığı, bereketiyle var olduğu içindir ki, narin Japonlar iri yapılı Ruslara meydan okudular. "

 

Dünya üzerine gelmiş geçmiş en büyük Lider’e sahip olan bir ülkenin evladı olmaktan duyduğum gurur ve  ondan öğrendiğim Bilge, Vizyoner, Lider olmanın ötesindeki insan tanımı, yüreğimden akanları kelimelere dönüştüren mucizevi bir anahtar olmuştur. Ve ben de diyorum ki :

 

“ Bu taarruz ruhu, “ Ben size taarruz değil, ölmeyi emrediyorum " diyen Mustafa Kemal ATATÜRK’lerdedir."

 

30 Ağustos Büyük Taarruzu Anma ve Zafer Bayramımız Kutlu Olsun...

 

Sevgili Ata’mın önünde saygı ve sevgiyle eğiliyorum...




Sosyal Medyada Paylaş



Siz Hala Profesyonel Destek Almıyor musunuz?

Size Nasıl Yardımcı olabilirim?

" Değişimin sırrı, tüm enerjini eskiyle savaşmak yerine yeniyi yaratmak için odaklanmandır." -Socrates

Hadi bu sırrı birlikte keşfedelim...

İLETİŞİM

Hayallere doğru bir yolculuğa çıkmaya var mısınız?