Sınırlarımın Dışına Çıkmaya Karar Verdim

Sınırlarımın Dışına Çıkmaya Karar Verdim

“Sınırlarımın dışına çıktığımı tam olarak ne zaman anladım?" , bu sorunun büyüsü aslında cevabında saklı.

 

“Peki cevap ne?"

 

Cevap : “Cezaevinin kapısından girdiğim an."

 

İşte dedim, bu benim alanım değil, etrafım hiç tanıdık değil. Bana benzeyen şeyler göremiyorum. Hatta tam tersine, hayatımda sadece televizyonda gördüğüm şeyleri şu an gerçekten görüyor, dokunuyor, duyuyor, ve hissediyorum. Ama farkettiğim çok önemli bir şey oldu. Çok sakinim, rahatım, içimde korku ve endişe yok. Bir belirsizlik durumunun ortasındayım ve merak ediyorum. Akılmda uçuşan bir sürü soru. Cezaevi acaba televizyonda gördüğüm gibi bir yer mi? Neleri keşfedeceğim? Burada olduğum süre içinde nasıl bir yaşam beni bekliyor?.

 

Günler geçtikçe gördüm ki aslında yaşadığım ve adını koymakta zorlandığım şey Hep’likten Hiç’liğe giden yolda olduğumdu. Gerçekten bir yoldu. Hani masallarda olur ya, bir bakarsınız masal kahramanı kendini uçsuz bucaksız bir ormanın ortasında buluverir. O an sadece kendisi vardır. İster kral olsun, ister kraliçe olsun, kral ve kraliçeliğin hiç bir anlamı yoktur. Etiketler kalkmıştır. Sadece kendisi vardır, o an sadece İnsan’dır. İnsan olmanın tadına işte tam da bu anda varır, aynen benim o tadı aldığım gibi.

 

Koçluk mesleği hayatımda bana verilen en büyük armağanlardan biridir. Çünkü insana dokunmak için elime verilen bir sihirli çubuk olduğunu düşünürüm. Bu çubuğun sihirli güçleri vardır. Koçluk yapar iken 5 duyunuz sanki aynı anda harekete geçer ve sizi sadece o anda, karşınızdaki kişiye odaklar. Koçlar çok iyi bilirler, “En iyi koç orada olmayan ve Fil gibi kulakları olan koçtur". Fil gibi kulakları olmak, işte bu ifade benim gerçekten parmaklıklar arasında olduğum tüm süre boyunca zihnimin parmaklıklarını kırmamı sağladı. Zihnimin içindeki parmaklıkları kırmak aslında ne kadar kolaymış. Çünkü yaptığım şey çok basitti. Sadece 22 kadını 8 gün 192 saat boyunca dinledim. Sadece dinledim. Hiç yorum yapmadan, sadece gülümseyerek dinledim. Insanların ne kadar dinlenmeye ihtiyaçları olduğunu işte o an çok iyi anladım. Aslında kendimize koyduğumuz sınırlar iki dudağımızın arasındaydı.

 

Milton Erickson, insanlardaki en iyiyi ortaya çıkarmak için 5 prensip ortaya koyar :

 

Her insan tamdır.

 

Her insan iyi niyetle hareket eder.

 

Herkes o an için yapabileceği en iyi seçimi yapar.

 

Her insan ihtiyaç duyduğu kaynaklara sahiptir.

 

Değişim kaçınılmazdır.

 

İnsana bütün olarak bakabilmenin mucizevi anahtarını keşfetmiş olmanın hazzını yaşıyorum ve evrene bu anahtarı bana armağan ettiği için teşekkür ediyorum.

 

" Olumluya Odaklan ve Çemberinin dışına çık !!! "

 




Sosyal Medyada Paylaş



Siz Hala Profesyonel Destek Almıyor musunuz?

Size Nasıl Yardımcı olabilirim?

" Değişimin sırrı, tüm enerjini eskiyle savaşmak yerine yeniyi yaratmak için odaklanmandır." -Socrates

Hadi bu sırrı birlikte keşfedelim...

İLETİŞİM

Hayallere doğru bir yolculuğa çıkmaya var mısınız?