Kozmik Okyanusa Bırakılan Bir Mesajın Ardından...
Pandemi süreci bir çok insan için olumsuz olarak algılansa da ben böyle düşünenlerden değilim. Tam tersine gelecek günlerde 2020 senesini, hayatımda karşıma çıkan yenilikleri, fırsatları, mucizeleri, yeni insanları, doğayı, dünyayı, insanlığı ve ailemi daha çok kucakladığım, öğrendiğim, biriktirdiğim ve deneyim kazandığım bir yıl olarak hatırlayacağımı düşünüyorum.
Bir webinarda tanıştığım ve sonrasında iş ortağım olan sevgili Tuncel Gülsoy’da, bu dönemin bana kazandırdığı en değerli iyikilerimden. Onun sayesinde, yıllardır kendisinin hazırlayıp sunduğu 2 ayrı radyo program ile tanıştım.
“ Radyo Cazkolik " ve “ Yaşamın Aydınlık Yüzü "
Ve beni aldı, çocukluğuma götürdü. Radyo başında her sabah büyük bir heyecan ve merakla beklediğim Radyo Tiyatrolarını hatırlattı; dinlemekten ve öğrenmekten ne kadar büyük keyif aldığımı hissettirdi bana.
Yaşamın Aydınlık Yüzü programını dinleyerek öğrendiğim ve hazine sandığıma kattığım bilgi, bu haftaki blog yazımın konuğu oldu.
Uzay boşluğunda, Güneş Sistemimiz’den galaksinin merkezine doğru 62.140 km/saat hızla ilerleyen bir altın plak olduğunu biliyor muydunuz?
Yazının başlığını ilk gördüğüm an, teknolojinin hızına yetişemediğimiz bugünlerde, çağımızın dahisi Elon Musk’ın ortaya çıkardığı yapay zeka oyuncaklarından biri olduğunu düşündüm. Oysaki yazının devamını okudukça durumun umduğumun çok daha ötesinde bir şey olduğunu gördüm.
Voyager programı, NASA’nın “yıldızlar arası boşluğu" araştırmaya yönelik hazırladığı bir program. 1977’de Voyager 1 ve 2’nin uzaya fırlatılmasıyla başlayan program, aracın Güneş Sistemi’nin dışına çıkmış olmasına rağmen NASA’ya sinyal göndermesiyle halen devam etmekte. Dünya dışı bir yaşam formuyla karşılaşmadığı takdirde 2030 yılında güç kaynağının tükenişiyle Voyager’ın görevi sona ermiş olacak. Program, dış gezegenler ve uzay arası boşluk gibi bilgileri araştırmanın yanısıra bir yaşam formuyla karşılaşması durumunda uygarlığımızı açıklayıcı gramafon kayıtlarına sahip.
Voyager 2, uzayda akıllı bir yaşam formu ile karşılaşma ihtimalini gözönünde bulundurarak, Dünya’yı ve insanları anlatan bilgilerle donatılmış. Plakın içersinde Dünya’nın galaksi içerisindeki konumunu, Dünya’dan fotoğraflar, farklı kültürlerin kendi dillerindeki “selam cümleleri" ve özenle seçilmiş eklektik tarz müziklerden oluşan bir kayıt mevcut. Şarkılar doğu ve batı klasiklerinin yanısıra Dünya’nın dört bir yanından seçilmiş etnik müzikleri de içeren 27 şarkılık bir “Dünya Sesleri" albümü olarak da adlandırılabilir. Bu müziklerin, bize en yakın güneş sistemine yaklaşık varış süresi 40 bin yıldan önce herhangi bir yaşam formuyla karşılaşması ise zor gözüküyor.
Medeniyetimizi temsil edecek olan kayıtlar sınırlı sayıda görsel, mesaj ve müzik içerebileceği için zorlu bir seçim sürecinden geçmiştir. Carl Sagan’ın liderliğindeki seçim komitesine Rolling Stone, editor Timothy Ferris, yazar Ann Druyan ve sanatçı Jon Lomberg de katkı sağlamıştır.
“ Altın Plak insanlığın kozmik okyanusa bıraktığı bir şişe gibi ve gezegendeki insan hayatıyla ilgili umut verici bir mesaj " - Carl SAGAN
Ve Carl Sagan diyor ki :
“ Öyle garip kavramlarla yetiştirilmişiz ki, bizden birazcık değişik bir kişi ya da toplumla karşılaşınca, onların bize yabancılığı nedeniyle güvensizlik duyuyoruz ya da nefret ediyoruz. Oysa her bir uygarlığın anıtları ve kültürü, insan olmanın değişik biçimde anlatımından başka bir şey değildir. "
Öğrenen, Keşfeden, Deneyimleyen, Biriktiren ve İz Bırakan bir insanlığa doğru adım adım...
Spotify’da hazırlanmış olan “Altın Plak" çalma listesi ile tüm şarkılara ulaşabilirsiniz.
https://open.spotify.com/user/ulyssestone/playlist/6pcuzwZSIw7OgL149bgJmZ?si=DnrDJgk2RtixVQUbZ75OqQ
Referans:
NASA: https://voyager.jpl.nasa.gov
The NewYorker: https://www.newyorker.com/tech/elements/voyager-golden-record-40th-anniversary-timothy-ferris
