Bütüne bakmayı sağlayan sistem yaklaşımı, sistemin tasarımınının yapılmasına yönelik adımları içinde barındırır. İlk adım, kurumun ihtiyaçlarına ve önceliklerine göre önce sistemi tanımlamak ve sistemin bileşenlerini ortaya koymaktır. Ardından, tanımlanan ihtiyaç ve öncelikler doğrultusunda gelişim adımları tespit edilir. Gelişim adımlarının belirlenmesinde dikkate alınan kriterler ; kurumun finansal ve üretkenlik/verimlilik değerlerini ortaya koyan performans göstergeleridir.
Hayal tasarımı ; 6-12 ve 12-14 yaş çocuklarda, Merak, Güven ve Sevgi duygularını besleyerek; yaratıcılık ve iletişim becerilerini, sanat, doğa, bilim ve sporu kullanarak geliştirmeyi hedeflemektedir. Çocuğunuzun mevcut yaşam alanında kendine zaman ayırabilmesi ve bu zamanda yaratıcılığını en etkin şekilde kullanabilmesine yönelik oyun tasarımları ile desteklenmektedir.
İnsanoğlu, içinde müthiş bir potansiyel taşıyan evrendeki yegane varlıktır. Bu potansiyelin farkına varması ve en etkili, verimli şekilde kullanmasında, koçluk yaklaşımı bir yol arkadaşı olarak onu hem güçlendirmekte hem de yolda kalması için desteklemektedir. Konfor alanından çıkıp kendine yönelik bir içsel analiz yapma, yaşam alanı içinde yer alan tüm bileşenleri dengeleme ve bu alanı genişletme amacı ile düşüncelerini ve deneyimlerini gözden geçirmek üzere bir tasarım planını kendine sunar.
Mevsim; Yaz, Mekan; Ege sahillerinde bir yazlık, Zaman; Bir Cumartesi akşamı Ortam; Mangalın kokusu ve leziz mezelerin eşlik ettiği rakı sofrası Katılımcılar; İçinde Baby-boomer, X, Y ve Z kuşağını barındıran toplam 7 kişiden oluşan sevimli bir aile, benim ailem 😊 Masa başı sohbetimizin konusu; Bir soru: “Yaşadığımız hayat ne kadar bize ait?”
Çocukken en sevdiğim oyun ip atlamaktı. Teneffüs aralarının bitmemesi için dua ederdim. Hatta derse geç kaldığımız bile olurdu. Kan ter içinde derse geldiğimizde sevgili ilkokul öğretmenimin bakışlarını halen hatırlarım. İp atlamayı neden bu kadar sevdiğimi yıllar sonra kendime sorduğumda karşılaştığım cevap; o dönemin en güzel spor aktivitesinin ip atlamak olduğuydu. Liseye gelene kadar da doyasıya ip atladım. Bedenimin esnekliği, güçlü duruşu ve çevikliği ne kadar güzeldi.
Küçük bir çocukken anneannem ile bir oyun oynardık. Elimi eline alır avucumu açar, içine bir kuş kondururdu. Parmaklarımı baş parmağımdan başlayarak tek tek tutup; “Buraya bir kuş konmuş. Bu tutmuş, Bu ayıklamış, Bu pişirmiş, Bu yemiş; Bu da akşam işten eve gelmiş hani bana hani bana demiş…”